“Organa özgü kanser tedavisi yanlış mıdır?” sorusunu cevaplayalım.
Organ-spesifik tedavi nedir?: Tümörün vücuttaki konumuna dayalı olarak uygulanan tedavileri ifade eder. Örneğin, pankreas kanseri hastası evresine göre tedavi edilir: Erken evrede cerrahi; cerrahi olarak alınamayacak durumda ise önce kemoterapi, sonra cerrahi; metastaz yapmışsa kemoterapi ile tedavi edilmesi gibi. Geleneksel kanser tedavileri, cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi bu kategoriye girer. Bu tedaviler, tümörün fiziksel konumunu hedef alır ve belirli bir organdaki kanserli hücreleri yok etmeyi amaçlar.
Moleküler tedavi nedir?: Tümörün genetik ve moleküler özelliklerine odaklanır. Bu yaklaşım, kanser büyümesini tetikleyen belirli genetik mutasyonları, proteinleri veya diğer moleküler değişiklikleri hedef alır. Tedaviler, bu spesifik değişiklikleri hedef almak üzere uyarlanır ve tümörün vücuttaki konumundan bağımsız olarak uygulanır. Örneğin, MSI-H/dMMR (DNA uyumsuzluğu onarım sistemi kusurları) gibi koşullar immunoterapi tedavilerine (örneğin pembrolizumab) kanser türünden bağımsız olarak cevap verebilir. Benzer şekilde, NTRK gen füzyonları ve BRAF V600E mutasyonları gibi farklı organ kanserlerinde görülebilen genetik değişiklikler, aynı hedefe yönelik tedaviyle tedavi edilebilirler. Her organ kanseri için birçok hedefe yönelik tedavi vardır ve burada listelenmiştir.
Kanser ve Genetik:
Evet, kanserlerin genetik temelli olduğunu söylemek yanlış değildir. Anti parantez kanserlerin %10-15’i kalıtsal (ebeveynlerden gelen) temelli iken, kalan büyük kısmı çevresel etkilerle genetic bozukluklarla sonradan oluşur. “Kanser tamamen genetik bir hastalıktır” demek, her hastaya mutasyonlarına özgü tedavi verilebileceği anlamına gelmez. Bilim ilerledikçe yeni ilaçlar ve yöntemlerle bazı hedeflenemez denilen mutasyonlar artık hedeflenebilir hale gelmiştir. Bunun en güzel örneği KRAS mutasyonlarıdır ve geçtiğimiz yıl yeni tedavilerle hedeflenebileceği gösterilmiştir. Ve daha da iyi olacak…
Tedavi Süreci:
Kanser hastası onkoloğa geldiğinde, kanser çeşidi ve evresine göre tedavi planlanır. Çoğu zaman, özellikle evre 4 kanserlerde ileri tetkiklerle genetik profilleme yapılır. Hasta, özellikle akıllı tedavi seçeneği varsa bilgilendirilir. Örneğin, pankreas kanseri genel olarak zorlu bir kanserdir. Her hasta kendine özgüdür ve ayrı değerlendirilmelidir ancak bu, pankreas kanserinin genel olarak kötü seyrettiği gerçeğini değiştirmez. Moleküler testlerle hastaya özgü tedavi ancak uygunsa planlanabilir. Örneğin, MSI-H/dMMR bulunan bir pankreas kanseri hastam cerrahiye uygun görülmemişken, pembrolizumab tedavisi olumlu sonuç vermiş ve sonunda cerrahi uygulandı. Hasta uzun zamandır kansersiz, yani tamamen iyileştiğini söyleyebiliriz. Ama bu her hastada olmaz.
Gelecek Perspektifi:
Yeni çalışmalarla hedefe yönelik tedaviler gelişecektir ve organ-spesifik yaklaşımdan daha öncelikli hale gelecektir. Ancak bu, organ-spesifik tedavilerin yanlış olduğu anlamına gelmemelidir. Hem organ-spesifik hem de moleküler tedaviler kanser tedavisinde önemli ve kullanılmaktadır, ancak teknoloji ilerledikçe daha kişiselleştirilmiş ve etkili tedavi potansiyeline sahip moleküler tedavilere doğru bir kayış olduğu söylenebilir.