Bal arısı zehirinin iki ana bileşeni fosfolipaz A2 ve melittindir. Melittin 26 amino asit içerir ve hücre zarında delikler açarak, hücrelerin birleşmesine ve vezikül oluşumuna yol açarak zarı bozabilir.
Melittin, çeşitli kanser hücrelerine karşı zehirleyici olup, bu hücrelerin büyümesini durdurma veya onları öldürme kapasitesine sahip olduğu farklı lab çalışmalarında gösterilmiştir. Kaynak
Farklı lab çalışmalarında Melittin’in farklı mekanizmalarla (apoptoz, nekroz, mitokondriyal bozulmayı tetikleme, anjiyogenezin bloke edilmesi, hücre döngüsünün durdurulması ve kanser metastazının engellenmesi gibi) kansere karşı potansiyel etkileri gösterilmiştir. Kaynak
Örneğin bir çalışma, meme kanserinde melittin yüklü niozomların kullanımını vurguladı; bu, hem in vitro (lab) hem de in vivo (hayvan) modellerde umut verici sonuçlar verdi, ve melittin’in antikanser özelliklerini geliştirmek için stabilitesini ve kontrollü salınımını iyileştirdi. -Niosomlar, ilaçları vücuda taşımak için kullanılan, su ve yağda çözünebilen maddeleri kapsayan küçük baloncuklardır.- Kaynak
Başka bir çalışma melittin’in lösemi hücreleri üzerindeki etkisini değerlendirdi ve normal periferik kan mononükleer hücrelerine zarar vermeden hücre canlılığını önemli ölçüde azalttığını ve apoptozu indüklediğini buldu. Kaynak
Melittin, arı zehrinin bir bileşeni olarak, kanser tedavisindeki çalışmalar daha çok laboratuvar (in vitro) ve hayvan (in vivo) araştırmalarına odaklanmaktadır. Kaynak
Ancak güçlü insan çalışmaları mevcut değildir. Vurgulamamız gereken önemli nokta , klinik uygulamalar, melittin’in non-spesifik sitotoksisitesi ve hemolitik aktivitesi (kırmızı kan hücrelerine zarar verme) nedeniyle sınırlıdır. Yani insanda sağlıklı hücreler için de zehirli olup ölümcül olma potansiyeli vardır.
Bu sorunları çözmek için, araştırmacılar, tümörleri daha etkili bir şekilde hedeflerken yan etkileri en aza indirmek amacıyla nanoteknoloji tabanlı ilaç taşıma sistemlerini araştırmaktadır. Bu sistemler, melittin’i kapsüllemek ve kanser hücrelerine hedefli teslimatı sağlamak için tasarlanmış nanopartiküller, liposomlar ve diğer nanotaşıyıcıları içermektedir.
Genel olarak, melittin kanser tedavisinde umut vadetse de, güvenliğini ve etkinliğini tam olarak anlamak için daha fazla insan klinik denemesi gerekmektedir. Birilerinin “yeni mucize” olarak yeniden gündeme taşımaya çalıştığı bu konu aslında çok uzun zamandır bilimsel olarak çalışılan bir konudur.