Sürekli sorulan konulardan biri de Küba’da kansere çare olup olmadığıdır. Bazı hastalar on binlerce dolar harcayarak bu tedavilere ulaşmak için Küba’ya gitmektedir. Peki, işin aslı nedir?
Bu inanışın dünyada yaygınlaşmasının sebebi, bazı ülkelerde kullanılan Küba menşeli CIMAvax EGF aşısıdır. Bu aşı, özellikle küçük hücreli olmayan akciğer kanseri (NSCLC) için geliştirilmiştir. Aşı, rekombinant insan epidermal büyüme faktörü (EGF) ile bir protein taşıyıcısının bağlanmasıyla oluşur ve EGF’ye karşı bir bağışıklık yanıtı uyandırarak potansiyel olarak kanser büyüme uyarılarını azaltır (1). Ancak, CIMAvax EGF’nin kanseri kesin olarak tedavi etmediğinin altını çizmek önemlidir. Erken çalışmalar bazı olumlu sonuçlar gösterse de bunlar nisbeten küçük ve erken aşama çalışmalardır. Bununla birlikte gerçek dünya tecrübelerinde olumlu bazı sonuçlar da görülmektedir (2). Ancak büyük çalışmalar olmadan, sonuçlar için çok güçlü ( kesin kanıtlanmış) denemez.
CIMAvax, New York’taki Roswell Park’ta klinik araştırmalar için FDA’den izin aldı ve şu anda devam eden önemli akciğer ve bağırsak kanseri çalışmaları bulunmaktadır (3).
Ancak FDA kullanım onayı henüz vermediğini hatırlatalım.
Yani sanıldığının aksine, bu sadece Küba’da bulunan bir aşı değildir. Ayrıca, kanserle ilgili özellikle mRNA teknolojisi ile dünyada artan sayıda birçok kanser aşı çalışması olduğunu da hatırlatalım.
ABD ambargosuna rağmen, Küba’nın böyle bir aşı geliştirme kabiliyeti dikkate değerdir. Devlet politikası ile temel ve klinik bilimlerde araştırmanın desteklenmesi, aşı dahil belirli tedavilerin üretilmesini mümkün kılmaktadır yani Küba’nın bunu yapabiliyor olması şaşırtıcı değildir.
Özetle; Küba’da “kansere kesin çare” yoktur, ancak CIMAvax gibi bazı aşı ve tedavi çalışmaları vardır. Kansere çare ararken duyduklarınızı kanıtlarla araştırın; sevdiklerinize en doğru tedavi bazen uzaklarda değil, yanınızda olabilir. Doğru uzmanların rehberliğinde en uygun tedavilere ulaşmak en akılcı yoldur.
