Büyük ilaç şirketlerinin kasıtlı olarak kansere çare bulmamaya çalıştığı doğru mu?
1-. Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) Çabaları: İlaç şirketleri, akademik araştırma kurumlarıyla birlikte, kanser de dahil olmak üzere yeni tedavileri keşfetmek ve geliştirmek için her yıl Ar-Ge’ye milyarlarca dolar yatırım yapıyor. Bu çabalar, birçok hastanın yaşam kalitesini ve hayatta kalma oranlarını iyileştiren hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler de dahil olmak üzere kanser tedavisinde önemli ilerlemelere yol açmıştır. Örneğin sadece ABD’de kansere bağlı ölüm oranı 1991’den bu yana %33 düştü (1) ; bu da tahmini 3,8 milyon ölümün önlendiğine karşılık geliyor. Bu da kansere karşı ilerlemenin önemli göstergelerinden biridir.
2- Ekonomik Teşvikler: Kanser için etkili tedaviler bulmak ilaç şirketlerinin ekonomik çıkarınadır. Yeni, etkili kanser tedavileri müthiş kârlıdır ve şirketlere kanser araştırmalarına yatırım yapma konusunda güçlü bir mali teşvik sağlar. İlaç sektörü diğer teknolojik sektörler gibi ülkeler arasında da müthiş bir rekabet sahnesidir. Sektör, 2022 yılında dünya çapında yaklaşık 1,42 Trilyon ABD Doları gelirle büyüme gösterdi (2). Ve bu şirketlerin sayısı çok fazla ve müthiş bir rekabet alanıdır. Sadece şirketler değil üniversiteler/hastaneler de unutmayalım ki araştırmaların bağımsız yapıldığı ve ilaçların asıl test edildiği yerlerdir. Yani dünyadaki bütün şirketlerin, araştırmacıların “anlaşıp” kanserlere bilerek çare bulmaması gibi bir ihtimal yoktur!!!
3-Bilimsel Karmaşıklık: Kanser tek bir hastalık değil, her biri kendine özgü genetik mutasyonlara, davranışlara ve tedaviye yanıtlara sahip karmaşık bir hastalıklar ailesidir. Bu karmaşıklık, tüm kanserler için tek bir tedavi bulma olasılığını oldukça düşük hale getiriyor (3). Kanser türü 100’ün üzerindedir ancak her bireyin kanserinin kendine özgü karmaşıklığı aslında “düşmanın” sanıldığının aksine çok daha karmaşık olduğunu gösterir. Unutmayın ki kanser aslında sizin kendi hücrelerinizin kontrol dışına çıkması durumudur. Araştırma ve geliştirme, belirli kanser türlerine yönelik hedefe yönelik tedaviler geliştirmek için bu karmaşıklıkları anlamaya odaklanmaktadır. Yine de bazı kanser türlerinde ve hatta çoğu kanser türünde erken evrede kesin tedaviler mümkündür. Yani kansere çare yoktur söylemi aslında doğru değildir. Her çeşit ve her evreyi kapsayan tek bir tedavisi yoktur söylemi daha doğrudur.
4-Düzenleyici Denetimler: İlaç endüstrisi, ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) gibi farklı meslek gruplarından katılımcıları da içeren kurumların sıkı düzenleyici denetimine tabidir. Bu kuruluşlar, kanser tedavileri de dahil olmak üzere her türlü yeni ilacın, halka sunulmadan önce güvenlik ve etkinlik açısından kapsamlı bir şekilde test edilmesini sağlar.
İlaç endüstrisini fiyatlandırma uygulamaları ve tedavilerin erişilebilirliği gibi çeşitli gerekçelerle eleştirmek doğru olsa da, endüstrinin kasıtlı olarak kansere çare bulmadığı iddiası tıp biliminin ve düzenleyici ortamın gerçekleriyle bağdaşmamaktadır. Yıllardır bu işin içinde bulunan biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kansere karşı mücadele, bu karmaşık hastalık kümesini anlamayı ve tedavi etmeyi amaçlayan sürekli araştırmalarla devam etmektedir. Ve daha güzel yarınlar için çalışmalar hızla devam etmektedir. Tabiki her teknolojik gelişme insan sağlığına faydalı değildir. Ancak bilimin kasıtlı kansere çare bulmamakla suçlayanların kanıttan uzak iddiaları gerçek tedaviye ihtiyaç duyan insanların kafasını karıştırmaktan başka bir fayda sağlamaz. İnandığınıza kanıt aramayın, kanıtların desteklediğine inanın…