Çoğu insan, genellikle soda gibi eklenmiş şeker içeren yiyecekler ve içecekler yoluyla ihtiyaç duyduğundan daha fazla şeker tüketir. Normal soda genellikle yüksek fruktozlu mısır şurubu içerir; bir kutu kola yaklaşık 39 gram şeker içerir, bu da günlük önerilen 25-36 gramlık şeker alımını aşar. Fazla şeker alımı, vücudun hücrelerinin insüline daha az duyarlı hale geldiği ve yüksek kan şekeri seviyelerine (hiperglisemi) yol açtığı insülin direncine neden olur. Bu durum pre-diyabet veya tip 2 diyabete yol açabilir. Fazla şeker ayrıca yağa dönüştürülerek obeziteye katkıda bulunur. Obezite, kronik inflamasyon ve insülin direnci gibi durumlarla bağlantılıdır ve bu da 13 farklı kanser türü için artmış riskle ilişkilidir. Kaynak
Gazlı içecekler, içerdikleri CO2 nedeniyle karbonatlıdır. CO2’nin yüksek basınç altında suya zorla çözünmesi, gazlı içecekler veya maden suyu tüketen herkesin bildiği kabarcıkları oluşturur. Ancak, CO2’nin çözünmesinin bir yan ürünü olarak karbonik asit oluşur. Bu asit, çoğu sodanın tatlandırıcı maddeleriyle birleştiğinde çok daha asidik hale gelerek potansiyel olarak diş sağlığı sorunlarına yol açabilir. Ancak karbonatlaşmanın artan kanser riski ile ilişkili olduğuna dair bir kanıt yoktur.
Diyet soda, kalori veya şeker içermemekle birlikte, günümüzde yaygın olarak kullanılan yapay tatlandırıcılardan biri olan ve normal şekere göre yaklaşık 200 kat daha tatlı olan aspartam gibi yapay tatlandırıcılar içerir. Yapay tatlandırıcılar, yiyecek ve içecekleri tatlandırmak için sukroz (sofra şekeri) yerine kullanılan kimyasal olarak sentezlenmiş maddelerdir. Sofra şekerinden çok daha tatlı olduklarından, aynı tatlılığı sağlamak için çok daha az miktarda (200 ila 20.000 kat daha az) kullanılırlar. Bu tatlandırıcıların çok küçük miktarlarda kullanılması nedeniyle kalorik içeriği ihmal edilebilir düzeydedir ve bu yüzden bazen besleyici olmayan olarak tanımlanırlar. ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından gıda katkı maddesi olarak onaylanan altı yapay tatlandırıcı vardır: sakkarin, aspartam, asesülfam potasyum (acesülfam-K veya Ace-K), sukraloz, neotam ve advantam. FDA, bu tatlandırıcıları onaylamadan önce her biri üzerinde yapılan çok sayıda güvenlik çalışmasını incelemiştir. Bu çalışmaların sonuçları, bu tatlandırıcıların insanlarda kansere veya diğer zararlara neden olduğuna dair bir kanıt göstermemiştir. Kaynak
Epidemiyolojik çalışmalar, yapay tatlandırıcıların tüketimi ile çeşitli kanser riskleri arasındaki olası ilişkileri incelemiştir. Bu çalışmalar, kansere neden olan etkenleri belirlemekte önemli olsa da, nedensel bir ilişki kurmakta sınırlıdırlar. Yapay tatlandırıcıların genel olarak kanser riski ile ilişkisi üzerine yapılan çalışmalar ve meta-analizlerin sonuçları tutarsızdır. Kaynak Örneğin, ABD’deki bir çalışmada yapay tatlandırıcı içeren içeceklerin böbrek kanseri riskiyle ilişkili olduğu bulunurken Kaynak , Avrupa’daki bir çalışmada bu ilişki görülmemiştir. Kaynak
NutriNet-Santé Çalışması, yapay tatlandırıcıların yüksek miktarda tüketen kişilerde kanser gelişme riskinin biraz daha yüksek olduğunu bulmuştur. Kaynak
Ancak, Avustralya’daki başka bir çalışmada bu ilişki gözlemlenmemiştir. Kaynak
Sakkarin ile mesane kanseri arasında net bir ilişki bulunamamıştır. Aspartam ile yapılan bazı çalışmalarda karaciğer kanseri riskiyle ilişki bulunurken, diğer çalışmalarda bulunamamıştır. Genel olarak, geniş çaplı çalışmalar aspartam tüketimi ile kanser riski arasında net bir ilişki göstermemiştir. Kaynak
Sucralose ile kanser riski arasında bir ilişki bulunmamıştır. Kaynak
Acesulfame potasyum (Ace-K) tüketen kişilerde kanser riskinin biraz daha yüksek olduğu bulunmuştur. Kaynak
Neotame ve advantame ile ilgili olarak insanlarda kanser riskine dair çalışmalar bulunmamaktadır.
Aromalı kahve içecekleri, tatlandırılmış çaylar veya meyve suları, enerji içecekleri ve çoğu şişelenmiş içecek, kola ile aynı sağlıksız katkı maddelerinin çoğunu içerir. Sağlık için muhtemel zararları tartışılmaz. Kanserle kuvvetli bir ilişkileri gösterilmese de herhangi bir tür soda tüketiyorsanız, mümkün olan en küçük miktarı içmeye çalışın ve mümkünse evinize almayın, belki dışarıda bazı durumlarda içmek çok içmenizi engelleyebilir. Ve unutmayın, kola tarzı ürünlerden tamamen kaçınmak eğer mümkünse en sağlıklı seçimdir.
Yukarıda sunduğumuz çok özet çalışmalar, kola gibi ürünlerin kanser yapıp yapmadığı konusundaki kanıtları özetlemektedir. Kanser yaptığına dair güçlü kanıtlar olmadan “kola kanser yapar” demek asılsız bir iddiadan öteye geçmez. Ancak, kanser yaptığına dair kanıt yok demek de “kola içiniz” gibi bir tavsiye olarak algılanmamalıdır. Bilakis, mümkünse içmeyin ya da sınırlayın.