Dövmelerin uzun vadeli sağlık etkileri hakkındaki bilgimiz yetersizdir ve bu alanda fazla araştırma yapılmamıştır. Ancak yeni bir çalışma ile bu soruya cevabı biraz daha detaylı inceleyelim.
Şimdiye kadar ki kanıtlar, bazı dövme mürekkeplerinin kanserojen (kanser yapıcı maddeler) içerdiğini göstermektedir. Bu kimyasallar, WHO’nun Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı tarafından bilinen veya olası kanserojenler olarak sınıflandırılmıştır. Örneğin, bazı çalışmalarda test edilen örneklerde siyah mürekkeplerin %83’ünde bilinen kanserojenler olan Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar (PAH’lar) bulunmuştur. Diğer tehlikeli bileşenler arasında baryum, bakır, cıva, aminler ve çeşitli renklendiriciler yer almıştır. Kalıcı etki sağlamak için dövme mürekkebi, cildin daha derin tabakası olan dermise enjekte edilir ve ömür boyu ciltte kalır. Zamanla, makrofajlar (bir çeşit savunma hücremiz) pigmenti alır ve bunu lenfatik sistem ve lenf düğümlerine taşıyabilir. Bu, vücuttaki diğer dokuların dövme mürekkebindeki potansiyel kanserojen maddelere maruz kalabileceği anlamına gelebilir.
eClinicalMedicine dergisinde yayınlanan İsveç bazlı yeni bir çalışmada, dövmeler ve lenfoma (lenf bezi kanseri) arasında olası bir bağlantı olabileceğini desteklemektedir. Çalışmada, 2.938’i lenfoma olan toplam 11.905 kişi yer aldı. Araştırmacılar, nüfus kayıtlarından lenfoma tanısı konulan bireyleri belirleyip, lenfoması olmayan kontrol grubuyla eşleştirdi. Katılımcılar yaşam tarzı hakkında bir anket doldurdu ve sonuçlar, lenfoması olanların %21’inin dövmesi olduğunu, lenfoması olmayan kontrol grubunda ise bu oranın %18 olduğunu ortaya koydu. Sigara içme ve yaş gibi faktörler dikkate alındığında ve daha detay analizde, dövmeli bireylerin lenfoma geliştirme riskinin %21 daha yüksek olduğu belirlendi. Eski hipotezlerin aksine, dövmenin boyutu lenfoma riskini etkilemedi. Araştırmacılar, herhangi bir dövmenin, boyutundan bağımsız olarak, düşük seviyede bir iltihaplanmaya neden olup kansere yol açabileceğini vurgulamaktadır. Bu bulguların doğrulanması ve dövmeler ile diğer kanser türleri veya iltihaplı hastalıklar arasındaki bağlantıların araştırılması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Ama bu yayın, dövmelerin sağlık üzerindeki etkilerini anlamak icin daha güçlü çalışmalara ihtiyacı vurgulamaktadır.
Dermatologlar, uzun yıllardır dövmeli hastaları değerlendiriyorlar ve bu bireylerde artan cilt kanseri prevalansı bulmamışlardır. Aynı durum, melanom veya başka bir cilt kanseri geçirmiş hastalar için de geçerlidir — dövmelerde kullanılan mürekkeplerin, bu kişilerin nüks riskini artırdığı en azından şimdiye kadar gösterilmemişti diyebiliriz. Ancak, burada önemli bir nokta bir dövmenin bir benin çok yakınına veya üzerine yapılması iyi bir fikir değildir. Bir benin simetrisinde, kenarında, renginde, boyutunda, şeklinde veya dokusunda meydana gelen değişiklikler, lezyonun melanom veya başka bir cilt kanseri türüne dönüşebileceğinin önemli uyarı işaretleridir. Tüm benlerin tamamen görünür bırakılması önemlidir, aksi takdirde tespiti geciktirme riski taşırsınız. Ayrıca, bir melanom yarasının üzerine dövme yapılması da önerilmez. Nüks durumunda yara izini görebilmek önemlidir. Dövme, alanı kapatacak ve potansiyel bir nüksü gözden kaçırmanıza neden olabilir. O yüzden dövme yapmak genel olarak tavsiye edilen bir durum değildir, ancak dövme yaptırmaya karar verirseniz, kullanılan mürekkeplerin dövme güvenliği için gereksinimleri ve kriterleri belirleyen ResAP(2008)1 adlı Avrupa standardına uyup uymadığını sorun.