Amerikan Kanser Derneği tarafından yürütülen araştırma, 2000 ile 2019 yılları arasında 23 milyondan fazla kanser hastası ve 7 milyondan fazla kanser ölümüne ait verileri analiz etti (
kaynak).
İncelenen 34 kanser türünden 17’sinin genç nesillerde, özellikle 1920 ile 1990 yılları arasında sonradan doğanlarda (aynı yaş için) daha yüksek insidans oranlarına sahip olduğu bulunmuştur. Bu kanserler arasında mide, ince bağırsak, östrojen reseptörü pozitif meme, yumurtalık, karaciğer ve intrahepatik safra yolu kanserleri, HPV ile ilişkili olmayan ağız ve yutak kanserleri (kadınlarda), anüs, kolon (bağırsak) ve rektum, uterus korpusu, safra kesesi, böbrek, pankreas, miyelom, testis, lösemi ve Kaposi sarkomu (erkeklerde) bulunmaktadır.
Özellikle uterin (rahim) kanser, 1990’larda doğanlarda, 1950’lerde doğanlara göre %169 daha yüksek insidans oranına sahiptir. Pankreas, böbrek ve ince bağırsak kanserleri de 1990 doğumlular arasında 1955 doğumlulara göre önemli ölçüde daha yüksek bulundu.
Obezite Bağlantısı: Artan 17 kanser türünden on tanesi obezite ile ilişkilidir. Bu kanserler arasında kolon ve rektum, böbrek, safra kesesi, uterus korpusu, pankreas, mide, östrojen reseptörü pozitif meme, yumurtalık, miyelom ve karaciğer ile safra yolu kanserleri bulunmaktadır. Bu, artan obezite oranları ile bu kanser türlerinin insidansındaki artış arasında güçlü bir korelasyon olduğunu göstermektedir.
Çalışma, çevresel kanserojenlere erken maruziyet, sağlıksız diyet, azalmış fiziksel aktivite ve işlenmiş gıdalar ve alkolün artan kullanımının genç nesillerdeki daha yüksek kanser oranlarına katkıda bulunabileceğini vurguladı. Ancak, kesin detaylı nedenleri tam olarak belirlemek zordur. Çevresel radyasyon, başka belirlenemeyen kimyasal vs gibi birçok başka muhtemel kanserojen sebep mümkün…
Önemli bir konu da aslında genel olarak kanserlerin ölüm oranları azalırken veya sabit kalırken, genç nesillerde bazı kanserler için ölüm oranları artmaktadır. Gelişmiş tarama ve erken tespit, bazı kanser türlerinde daha iyi hayatta kalma oranlarına yol açmıştır, ancak genç nesillerdeki artan kanser oranlarının endişe verici olduğunu tekrar vurgulamak gerekir.
Çalışmadaki olumlu haber sigara ile ilişkili kanserler (akciğer kanseri gibi) ve HPV ile ilişkili rahim ağzı kanseri gibi kanserlerde azalma olduğudur. Bu olumlu eğilimler, azalan sigara içme oranları ve HPV aşılama programının başarısına atfedilmektedir.
Bu çalışma, kanser taramasının ve sağlıklı yaşam tarzı seçimlerinin önemini vurgulamaktadır. Mevcut tarama uygulamalarının genç bireylerde kanserleri daha erken tespit edebilmek için ayarlanması gerektiğini desteklemektedir. Önceden vurguladığımız gibi mesela kolon yani bağırsak kanseri taraması 50 den 45 yaşa çekilmiştir.
Unutmayın ki kanserlerin yaklaşık yarısı sadece yaşam tarzı değişiklikleri ile önlenebilir. Gençler kendilerini “sağlıklı “ hissettikleri için bazen sağlıklı yaşam tarzına dikkat etmeyebilirler. Ama unutmayın ki kanserin gelişimi bazen yıllar alır…O yüzden gençlere tavsiyemiz, hayattan lezzet alırken daha uzun ve sağlıklı olmak için sağlıklı yaşam tercihleri yapmayı da unutmayın…