Yeni Lancet Oncology dergisindeki büyük çaplı çalışmaya göre (kaynak) 2008 ve 2018 yılları arasında, Commonwealth ülkelerinde (56 ülke ) yeni kanser vakaları %35 arttı, ancak önemli sonuç olarak yüksek gelirli ülkelerin aksine düşük ve orta gelirli ülkelerde kanser kontrolü yavaş ilerledi.
Çalışma, 56 ülkenin kanser sağkalım oranlarını ve iyileştirme önceliklerini değerlendirdi. 2020 yılında, Commonwealth ülkeleri küresel kanser vakalarının %14,3’ünü oluşturdu ve bu oranın 2050’ye kadar %17,3’e çıkması bekleniyor. 5 yıllık hayatta sağ kalım oranları, düşük gelirli ülkelerde %4,1 gibi düşük seviyelerde kalırken, zengin ülkelerde %59,0’a kadar çıkabiliyor. Yani bu modern tedavilere erişebilen toplumların kanserle çok daha iyi mücadele edip hastalarının çok daha uzun hayatta kaldığını gösteriyor.
Radyoterapiye erişim, fakir ülkelerde sağkalım için en büyük katkıyı sağlarken, cerrahi ve hedefe yönelik tedavi zengin ülkelerde daha etkili oluyor. Çalışma, zengin ve fakir ülkeler arasındaki büyük eşitsizliklerin kanser tedavilerinde önemli olduğunu ve tedavi imkanlarının, görüntüleme ve bakım kalitesinin artırılmasının gerekli olduğunu vurgulamaktadır. Özetle, bilimin sunduğu tedavilere ulaşmak, maddi olarak güçlü olmayı da gerektirmektedir. Dolayısıyla, Türkiye gibi sosyal devletlere (zengin olmayan grupta olduğumuzu da düşünerek) daha çok rol düşmektedir.