Yayınlanan yeni bir çalışma, kolorektal kanser (bağırsak kanseri) ve/veya polip öyküsü olan hastaların diyetlerine fasulye eklemenin, bağırsak mikrobiyomunda olumlu değişikliklere yol açarak genel sağlık üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini desteklemektedir.
BE GONE adlı çalışma, vücut kitle indeksi (BMI) veya bel ölçüsüne göre obezite kriterlerini karşılayan ve bağırsak lezyonları öyküsü olan 48 erkek ve kadın üzerinde yürütüldü. Katılımcılar, sekiz hafta boyunca ya normal diyetlerine devam ettiler ya da diyetlerine bir fincan deneme çalışmasında kendilerine verilen fasulyeyi eklediler.
Fasulyenin eklenmesiyle, katılımcıların bağırsak mikrobiyomunda faydalı bakterilerde (Faecalibacterium, Eubacterium, Bifidobacterium gibi) bir artış ve patojenik bakterilerde bir azalma gözlemlendi. Bu değişiklikler, kanser önleme ve tedavi sonuçlarını iyileştirebilecek potansiyele sahip. Fasulye tüketimi durdurulduğunda olumlu etkilerin azaldığı gözlemlendi, bu da sağlıklı diyet alışkanlıklarının devamlılığının önemini gösteriyor.
Bu bulgular, fasulyenin bağırsak mikrobiyomunu güçlendirmede prebiyotik ve potansiyel terapötik rolü olabileceğini göstermektedir.
Fasulyenin bağırsak sağlığını destekleyen lifler, amino asitler ve diğer besin maddeleri açısından zengin olduğu ve bu bileşenlerin bağırsakta faydalı bakterilerin gelişimini destekleyebileceğini vurgulamakta fayda var.
Araştırma, doğal olarak prebiyotik zengin gıdaların terapötik rolünü vurgularken, devam eden çalışmaların, immünoterapi gören hastalar üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere, daha geniş bir prebiyotik gıda çeşitliliğine odaklanacağının da habercisidir. Benzer devam eden birçok çalışma, kanser önleme ve tedavisinde diyetin rolünü daha da derinlemesine anlamamıza yardımcı olabilir. Diyetin kanser önlemede ve tedavilerinde faydası yadsınamaz ancak bu gıdaların kanser için “ana” tedavi olmadığını, doktorunuzun tavsiyelerini takip etmenizin önemini hatırlatmakta fayda vardır.