Bilim insanları , metastatik küçük hücreli olmayan akciğer kanseri (NSCLC) hastalarında STK11 ve/veya KEAP1 gen mutasyonları taşıyanların, tremelimumab adlı immünoterapinin durvalumab ve kemoterapi ile birlikte kullanıldığında tedaviye daha iyi yanıt verdiğini keşfettiler (kaynak ) . Bu mutasyonlar, PD-1/PD-L1 inhibitörleri ve kemoterapi gibi standart tedavilere direnç göstererek kötü sonuçlarla ilişkilidir.
Çalışmada, tremelimumab, durvalumab ve kemoterapi kombinasyonu, %42,9’luk bir genel yanıt oranı sağlarken, yalnızca durvalumab ve kemoterapi kombinasyonu %30,2, kemoterapi tek başına ise %28 yanıt oranına sahipti. Bu sonuçlar, bu mutasyonları taşıyan hastaların CTLA-4 ve PD-1/PD-L1 hedefleyen iki kontrol noktası inhibitörüne özel olarak yanıt verebileceğini göstermektedir.
Araştırma ayrıca STK11 ve KEAP1 mutasyonlarının, daha az tümörle savaşan CD8+ T hücreleri ve daha fazla bağışıklık baskılayıcı miyeloid hücrelerle karakterize edilen “soğuk” bir tümör mikroçevresi yarattığını buldu. Ancak, CD4+ T hücrelerinin varlığını sürdürmesi, tremelimumab gibi CTLA-4 hedef alan ilaçların bu hastalarda bağışıklık yanıtını iyileştirmesine yardımcı olabilir.
Bu bulgular, Faz III POSEIDON çalışmasından elde edilen verilerle desteklenmiş olup, iki kontrol noktası inhibitörünün, STK11 ve/veya KEAP1 mutasyonları olan hastalarda yanıt oranlarını, progresyonsuz sağkalımı ve genel sağkalımı iyileştirdiğini doğrulamaktadır. Çalışma, tedaviye dirençli bu hasta alt grubu için yeni tedavi stratejilerinin önünü açmaktadır.
Devam eden Faz IIIB TRITON çalışması, bu çiftli immünoterapi kombinasyonunun, KRAS, STK11 veya KEAP1 mutasyonları olan hastalarda standart PD-1/PD-L1 inhibitörleri ile karşılaştırılarak faydalarını incelemeye devam edecektir.