Kanserden kurtulanlar, teşhis ve tedavi geçmişleriyle bağlantılı olarak yalnızlık hissedebilirler. Aileler ve arkadaşlar hastalıkla ilgili endişelerini anlayamayabilirler, kanserle ilgili korku ve endişelerini paylaşmakta tereddüt edebilirler ve kanser deneyimleri sırasında bekledikleri ve ihtiyaç duydukları desteği alamayabilirler; tüm bunlar potansiyel olarak daha da kötüleşebilir.
Bu yeni çalışma, 50 yaş ve üstü kanser hastaları arasında yalnızlık duygularının ölüm olasılığı üzerinde etkili olup olmadığını araştırdı. 2008 ile 2018 yılları arasındaki anket verilerini kullanarak (ABD’de) ve 2020 yılına kadar sağ kalımı izleyerek, çalışma bir anketle yalnızlık düzeylerini ölçtü. İnsanlar, yalnızlık duygularına göre 1’den 3’e kadar puan aldı ve daha sonra dört kategoriye ayrıldı: düşük/hiç yalnızlık (11-12 puan), hafif yalnızlık (13-15 puan), orta derecede yalnızlık (16-19 puan) ve şiddetli yalnızlık (20-33 puan).
5,808 kişi-yıl izlenen 3,447 kanser hastası içinde, %24.3’ü düşük/hiç yalnızlık, %24.5’i hafif yalnızlık, %23.6’sı orta derecede yalnızlık ve %27.6’sı şiddetli yalnızlık rapor etti. Araştırma, daha fazla yalnızlık hissedenlerin daha erken ölme riskinin daha yüksek olduğunu buldu. En yüksek risk, yalnız olmayanlara kıyasla ölüm riski %67 daha fazla olan en şiddetli yalnızlık grubundaydı. Bu, kanser hastaları arasında yalnızlığın ele alınmasının önemli olduğunu, özellikle de COVID-19 pandemisi sırasında artan izolasyon göz önünde bulundurulduğunda önem taşımaktadır.
Birisi kanseri atlatsa bile, onlara destek olmaya devam edin… Dolayısıyla, herhangi bir kanser teşhisi alan kişilere, tedavi sırasında veya sonrasında duygusal destek sağlamak çok önemlidir.