İleri evre kastrasyona dirençli metastatik prostat kanseri (mCRPC) hastaları, genellikle bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilere (immün kontrol noktası inhibitörleri) yanıt vermez. Bunun nedeni, tümörlerde bağışıklık baskılayıcı hücrelerin bulunmasıdır. Araştırmacılar, bu hücrelerden biri olan SPP1hi tümörle ilişkili makrofajların (SPP1hi-TAMs), kanser ilerledikçe arttığını ve bağışıklık hücrelerini (CD8+ T hücreleri) etkisiz hale getirdiğini keşfetti. Bu hücreler, mevcut tedavilere (örneğin CSF1R hedefli ilaçlara) yanıt vermiyor.
Nature dergisindeki bu yeni bir çalışma (kaynak), bu hücrelerin bağışıklığı baskılamasında adenozin sinyalleşmesinin önemli bir rol oynadığını gösterdi. Adenozin A2A reseptörlerini (A2AR) hedef alan bir ilaç olan ciforadenant, PD-L1 karşıtı tedavi (atezolizumab) ile birlikte kullanıldığında bağışıklık baskısını azaltıyor ve kanser tedavisini daha etkili hale getiriyor. Ayrıca bu yaklaşım, tümörlerdeki SPP1hi-TAM sayısını da azaltıyor.
Bu ilk bulgular, SPP1hi-TAM hücrelerinin prostat kanserinde tedavi direncinin önemli bir nedeni olduğunu ve adenosin sinyal yolunun hedef alınmasının hem etkili bir tedavi yöntemi hem de tedavi başarısını tahmin eden bir biyobelirteç olabileceğini ortaya koyuyor. Bu calismaya dayanarak yeni insan calismalari beklenebilir.