Zaman zaman kanserle ilişkisine değindiğimiz alkolle ilgili NEJM’de yayınlanan bu yeni rapor önemli. Etil alkol, alkollü içeceklerin ana bileşeni olarak dünya çapında yaygın şekilde tüketilmektedir. 2019 yılı itibarıyla, dünya genelinde 15 yaş ve üzerindeki insanların yaklaşık %44’ü geçen yıl içinde alkol tüketmişlerdir. Bu oranlar coğrafi bölgelere göre büyük farklılıklar göstermekte olup, Doğu Akdeniz Bölgesi’nde %4 iken, Avrupa, Amerika ve Batı Pasifik Bölgeleri’nde %60 veya daha fazla olmaktadır. Erkekler arasında alkol tüketimi kadınlara göre daha yaygındır.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), alkollü içecekleri insanlar için karsinojenik (Grup 1) olarak sınıflandırmış ve bu içeceklerin oral, farengeal, larengeal (ağız ve yutak bölgeleri), özofageal (yemek borusu) (skuamöz hücreli), karaciğer (hepatosellüler), kolorektal ve meme kanserleri gibi çeşitli kanser türleriyle ilişkili olduğunu belirtmiştir. 2020 yılında, dünya çapında tahmini 741,300 yeni kanser vakası alkol tüketimine bağlanmıştır. Bu vakaların %6.1’i erkeklerde, %2.0’ı ise kadınlarda görülmüştür.
Sekiz ülkeden 15 bilim insanından oluşan bir çalışma grubu, alkol tüketimini azaltmanın veya bırakmanın kanser riski üzerindeki etkisini değerlendirmek için yapılan çalışmaları gözden geçirmiştir. Bulgularına göre, alkolü bırakmanın oral ve özofageal kanser riskini azalttığı sonucuna varmışlardır. Diğer kanser türleri için kanıtlar daha az açık olup, bu türlerdeki risk azalmasının daha az belirgin olduğu gözlenmiştir.
Grup ayrıca, alkolü bırakmanın vücuttaki kanserojen mekanizmaları nasıl etkilediğini incelemiş ve bırakmanın karsinojenezi azalttığı sonucuna varmıştır. Bu bulgular, Dünya Sağlık Asamblesi tarafından desteklenen Alkolün Zararlı Kullanımını Azaltma Küresel Stratejisi ile uyumlu olup, bu strateji alkolü azaltmanın veya bırakmanın alkolle ilişkili kanser risklerini azaltmada sağladığı faydaların farkındalığını artırmayı amaçlamaktadır.
Kanser riskinizi azaltmak için alkolü sınırlayın ya da mümkünse tamamen bırakın.