Alectinib, Ameliyat Sonrası ALK-Pozitif Akciğer Kanseri Tedavisinde Ön Plana Çıkıyor

Platin bazlı kemoterapi, ameliyat edilebilir ALK-pozitif küçük hücreli olmayan akciğer kanseri (NSAK) hastalarında ameliyat sonrası tedavi olarak yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu ek tedavi, kanserin tekrar etmesini önlemeyi hedefler. Ancak, özellikle ALK-pozitif hastalarda, ameliyat sonrası kemoterapi yerine alectinib gibi hedefe yönelik tedavinin daha iyi sonuçlar verip vermeyeceği belirsizdi. Bu yeni çalışma, bu soruya cevap arayan bir faz 3 kontrollü çalışmadır.

 

Çalışmada tamamen cerrahi olarak çıkarılmış, evre IB (tümörler ≥4 cm), II veya IIIA ALK-pozitif NSAK hastaları, 24 ay boyunca ağızdan alınan alectinib (günde iki kez 600 mg) veya dört 21 günlük döngüde damar içi platin bazlı kemoterapi almak üzere rastgele atanmışlardır. Toplamda 130 hasta alectinib ve 127 hasta kemoterapi alarak 257 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Alectinib grubundaki hastaların, evre II veya IIIA hastalığı olanlar arasında, 2 yıl sonra hayatta ve kansersiz olanların yüzdesi %93.8 iken, kemoterapi grubunda bu oran %63.0’dır. Ayrıca, alectinib, kemoterapiye kıyasla merkezi sinir sistemi nüks olmadan sağkalımında klinik olarak anlamlı bir fayda sağlamıştır.

 

Sonuç olarak, cerrahi olarak çıkarılmış evre IB, II veya IIIA ALK-pozitif NSAK hastaları arasında, adjuvan alectinib, platin bazlı kemoterapiye kıyasla hastalıksız sağkalımı önemli ölçüde artırmıştır ve bu nedenle ameliyat sonrası kemoterapi yerine bu hastalarda önerilmelidir.

 

 

 

Related Posts

Tek Doz HPV Aşısının Etkinliği: Büyük Çaplı Araştırmanın Umut Verici Sonuçları

Rahim ağzı kanseri, HPV aşısı yapılmayan ya da düzenli kanser taraması yapılmayan yerlerde daha yaygındır.

 

Nature Medicine dergisinde yayınlanan yeni bir çalışma, HPV aşısının faydalarını bir kez daha gösteriyor. Çalışma, tek doz HPV (insan papillomavirüsü) aşısının Kenyalı kadınlarda rahim ağzı kanserini önlemedeki etkinliğini inceledi. Bu geniş çaplı çalışmada, 15-20 yaş arası 2,275 sağlıklı kadına iki tür HPV aşısı veya kontrol aşısı uygulandı. Ana hedef, bu aşıların uzun süreli HPV enfeksiyonlarını önleyip önleyemeyeceğini görmekti; bu enfeksiyonlar rahim ağzı kanseriyle bağlantılıdır.

 

Sonuçlar gerçekten umut vericiydi. Aşı olduktan üç yıl sonra, iki tür HPV aşısı (bivalent ve nonavalent) oldukça etkiliydi. Nonavalent aşı, enfeksiyonların yaklaşık %98.8’ini, bivalent aşı ise yaklaşık %97.5’ini önledi. Bu, HPV aşıları alan gruplarda, aşı almayan kontrol grubuna göre uzun süreli HPV enfeksiyonu vakalarının çok az olduğu anlamına gelir.

 

Ayrıca, aşılar güvenliydi ve ciddi yan etkiler görülmedi. Bu çalışma, tek doz HPV aşısının, rahim ağzı kanserine en sık neden olan HPV türlerine karşı güçlü ve kalıcı koruma sağlayabileceğini göstermektedir.

 

Already Have HPV: Does Vaccine Help Infection?

Son İki Yılda Aşırı Kilo Kaybı Yaşayanlarda Kanser Riski Artıyor: 157 bin Kişide Yapılan 28 Yıllık Çalışmanın Çarpıcı Sonuçları

Istemsiz kilo kaybının kanser için bir uyarı işareti olabileceğini biliyoruz ve bu yeni çalışma, bu bilgiyi destekler niteliktedir. Çalışma, yakın zamanda kilo kaybı yaşayan bireylerin, kilo kaybı yaşamayanlara göre sonraki 12 ay içinde daha yüksek oranda kanser teşhisi alma riskini incelemiştir. Çalışma, ortalama 28 yıl süresince takip edilen 157,474 sağlık profesyonelini kapsamaktadır. Peki, çalışmanın önemli bulguları nelerdir?

 

Kilo Kaybı ile Artan Kanser Oranı: Yakın zamanda vücut ağırlığının %10’dan fazlasını kaybeden bireyler, kilo kaybı yaşamayanlara göre sonraki 12 ay içinde daha yüksek oranda kanser teşhisi almıştır (100,000 kişi-yıl başına 1362 kanser vakası); bu oran, kilo kaybı yaşamayanlarda 100,000 kişi-yıl başına 869 kanser vakasıdır. Aradaki fark 100,000 kişi-yıl başına 493 vakadır.

 

Kanser Tipleri: Çalışma, özellikle yakın zamanda kilo kaybı yaşayan katılımcılarda üst gastrointestinal sistem kanserlerinin (yemek borusu, mide, karaciğer, safra yolları, pankreas) daha yüksek oranda görüldüğünü belirtmiştir.

 

Bu çalışmadaki Popülasyon ve Metodoloji: Çalışma, 40 yaş ve üzeri erkek ve kadın sağlık profesyonellerini içermekte olup, medyan yaş 62’dir. Kilo değişikliği iki yılda bir değerlendirilmiş ve kilo kaybının kasıtlılığı, fiziksel aktivite ve diyet kalitesindeki değişikliklere dayanarak kategorize edilmiştir.

 

Sonuç olarak, çalışma, son iki yıl içinde kilo kaybı yaşayan sağlık profesyonellerinin, kilo kaybı yaşamayanlara göre sonraki 12 ay içinde kansere yakalanma riskinin önemli ölçüde daha yüksek olduğu sonucuna varmıştır. Bu, özellikle üst gastrointestinal sistem kanserleri için geçerlidir.

 

Bu çalışma, yakın zamanda yaşanan kilo kaybı ile, özellikle üst gastrointestinal sistem kanserleri dahil olmak üzere, sonraki yıl içinde artan kanser teşhisi oranı arasında önemli bir ilişki olduğunu vurgulamaktadır. Eğer istemsiz kilo kaybınız varsa (özellikle %10 üzeri) mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

© 2023 Kanserpedia . All rights reserved. Novus Medya

Ads Blocker Image Powered by Code Help Pro

Ads Blocker Detected!!! Reklam Engelleyici Tespit Edildi

Reklam Engelleyici Tespit Edildi. Lütfen kapatarak sayfayı yenileyin...

We have detected that you are using extensions to block ads. Please support us by disabling these ads blocker.

Powered By
100% Free SEO Tools - Tool Kits PRO