Öncelikle meme kanseri, bağırsak kanseri, rahim ağzı kanseri ve akciğer kanseri gibi kanser tarama programlarının aksine, pankreas kanseri için henüz herkese önerilen bir tarama programı olmadığını hatırlatalım. Yüksek riskli kişilere geçmeden önce, pankreas kanseri taramasının genel popülasyon için önerilmemesinin başlıca nedeni, genel popülasyonda taramanın pankreas kanseri sağkalımını anlamlı şekilde iyileştirdiğine dair yeterli kanıt bulunmamasıdır. Bu nedenle pancreas kanserini tarama, genellikle yalnızca yüksek riskli bireyler için düşünülebilir.
Her ne kadar bazı veriler, pankreas kanserini taramanın hastalığı daha erken evrede tespit edebileceğini öne sürse de, yüksek riskli bireylerde pankreas kanseri taramanın sağkalımını artırmadaki etkinliği kanıtlanmamıştır. JAMA Oncology’de yayınlanan bu yeni çalışma (kaynak), bu konuya biraz daha netlik kazandırdığı söylenebilir. Peki çalışma detayları nelerdir ve bize ne bilgiler katıyor?
Çalışmada yüksek riskli bireyler, başlangıçta asemptomatik olan, yani şikayeti olmayan ancak pankreas kanseri ile ilişkili önemli aile geçmişine veya germline gen mutasyonlarına sahip olan kişiler olarak tanımlandı. Uygunluk kriterleri, çok sayıda etkilenen aile üyesi olan bir ailede en az bir birinci derece akrabası pankreas duktal adenokarsinomu (PDAC) olan veya ATM, BRCA1, BRCA2, CDKN2A, PALB2 veya STK11 gibi zararlı gen varyantları taşıyan bireyleri içeriyordu.
Bu kişiler, kapsamlı değerlendirmelere tabi tutuldu; anketler, endoskopik ultrasonografi (EUS) ve kontrastlı görüntüleme (tomografi ya da MRI) kullanıldı. Anormallikler tespit edilmediği sürece yıllık takipler yapıldı. 1998’den Haziran 2021’e kadar 1731 yüksek riskli birey kaydedildi ve bu çalışma, pankreas kanseri teşhisi konmuş 26 kişiye odaklandı.
Çalışma, yüksek riskli bireylerde taramanın önemli faydalarını gösterdi. 1504 eşleştirilmiş kontrolle karşılaştırıldığında, tarama altındaki kişilerde daha yüksek oranda evre I kanser teşhisi (yüzde 38’e karşı yüzde 10) konuldu, bu da daha erken müdahale ve tedaviye olanak sağladı. Bu erken tespit, tarama grubunda medyan genel sağkalımın (OS) kontrol grubuna kıyasla belirgin şekilde daha uzun olmasına (61.7 ay vs. 8.0 ay) neden oldu. Ayrıca, beş yıllık sağkalım oranı tarama grubunda önemli ölçüde daha yüksekti (%50 vs. % 9) ve pankreas kanseri spesifik ölüm oranı önemli ölçüde daha düşüktü (%43 vs. %86).
Bu bulgular, yüksek riskli bireyler için pankreas kanseri taramasının daha erken tespit, iyileştirilmiş tedavi sonuçları ve önemli ölçüde daha iyi sağkalım oranlarına yol açtığını desteklemektedir. Bu nedenle, pankreas kanserine genetik (yukarıda bahsedilen) veya ailesel yatkınlığı olan kişiler için hedeflenmiş tarama programlarının uygulanması faydalı görünmektedir ve bu yüksek riskli popülasyonlarda düzenli tarama yapılması düşünülebilir.