BMJ Global Health (2024) dergisinde yayımlanan küresel bir analiz, 1990 ile 2022 yılları arasında yeni kanser ilaçlarının erişilebilirliği ve zamanlamasında yüksek gelirli ve düşük-orta gelirli ülkeler arasında önemli farklılıklar olduğunu ortaya koydu (kaynak). Analize göre, zengin ülkelerde, özellikle Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Doğu Asya gibi bölgelerde, daha fazla sayıda kanser ilacı piyasaya sürülürken, Afrika, Güneydoğu Asya ve Orta Asya gibi düşük ve orta gelirli bölgelerde çok daha az sayıda ilaç piyasaya çıktı.
Örneğin, ABD’de 345, Japonya’da 224 ve Kanada’da 221 yeni kanser ilacı piyasaya sürülmüşken, düşük gelirli ülkelerde bu sayı çok daha düşük kaldı. Bu ilaçların piyasaya çıkışındaki gecikmeler de dikkate değerdi; yüksek gelirli ülkelerde yeni kanser ilaçlarının piyasaya sürülmesi yılda 8,7 iken, bu sayı düşük-orta gelirli ülkelerde 1,5’e kadar düştü. Ayrıca, küresel bir ilaç lansmanından sonra, düşük gelirli ülkelerde ilaçların piyasaya sürülmesinde uzun gecikmeler yaşandı. Örneğin, 1990-99 yıllarında ilk ilaç lansmanı ile sonraki lansmanlar arasında ortalama 20 ila 44,5 aylık gecikmeler varken, bu gecikmeler 2010-22 yıllarında 16 ila 37 aya indi.
2018 ile 2021 yılları arasında Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanan 46 onkoloji ürününden 45’i 2023 yılına kadar Almanya’da mevcuttu, ancak Estonya, Letonya, Sırbistan, Slovakya, Litvanya, Kuzey Makedonya, Türkiye, Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Malta’da bu ilaçlardan 10’dan azı bulunabiliyordu.
Araştırmacılar, yeni kanser ilaçlarına erişimin az olması ve piyasaya sürülmedeki gecikmelerin, düşük gelirli ülkelerde kanser morbiditesi (hastalık oranı) ve mortalitesinin (ölüm oranı) yüksek olmasına katkıda bulunduğunu belirtiyor. Ayrıca, bu eşitsizliklerin ilerleyen yıllarda daha da artabileceğine dikkat etmeliyiz, çünkü demografik değişiklikler ve ekonomik büyüme ile birlikte kanser vakalarının düşük-orta gelirli ülkelerde daha hızlı artacağı öngörülüyor.
Sonuç olarak, yeni kanser ilaçlarının keşfi ve geliştirilmesinde önemli ilerlemelere rağmen, bu ilaçlar düşük gelirli ülkelerde uzun yıllar erişilemez kalıyor veya çok uzun gecikmelerle piyasaya sürülüyor. Bu durum, kanser tedavilerine daha adil erişim sağlamak için politika çözümlerine duyulan ihtiyacı vurgulamaktadir.