Kanserle ilişkili venöz tromboembolizm (VTE) yani pıhtı, onkolojide önemli bir sorun olup yüksek maliyet, komplikasyon ve ölümlere yol açmaktadır. Yüksek riskli hastaları önceden belirlemek, önleyici antikoagülasyon (kan sulandırıcı) tedavisinin uygulanması için önemlidir. Hâlihazırda kanser hastaları daha yüksek risk taşısa da, hangi hastaların pıhtı geliştireceğini önceden belirleyebilecek bir sistem bulunmamaktadır. Bu yeni çalışma (kaynak), VTE riskini tahmin etmek amacıyla dolaşımdaki tümör DNA’sı (ctDNA) testlerinin kullanımını incelemiştir. Araştırmacılar, 4.141 çeşitli kanser türüne sahip hastayı içeren bir keşif kohortu, 1.426 hastadan oluşan bir doğrulama kohortu ve 463 ileri evre kanser olan hastalardan oluşan uluslararası bir kohortu analiz etmiştir.
CtDNA tespiti, VTE riskinin bağımsız bir göstergesi olarak bulunmuş ve geleneksel risk skorlarından daha başarılı olmuştur. Gerçek dünya verilerinde, ctDNA pozitif hastalarda (n = 2.522) antikoagülasyon yani kan sulandırıcı kullanımı, VTE yani pıhtı oranlarını azaltmış, ancak ctDNA negatif hastalar (n = 1.619) için antikoagülasyon fayda sağlamamıştır.
Bu bulgular, ctDNA testlerinin VTE risk sınıflandırmasını iyileştirebileceğini desteklemektedir. Yani, kanser hastalarında ctDNA testi yaparak pozitif çıkan hastalara kan sulandırıcı vererek pıhtı gelişimini önlemek mümkün olabilir. Bu çalışma sonuçlarını doğrulamak için daha güçlü, randomize prospektif çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.