İmmünoterapi bağışıklık sistemini güçlendirerek farklı kanser tedavilerinde fayda göstermekte olup yeni onaylar almaktadır. Peki mide kanserinde ameliyat olacak hastalara faydası var mı? İşte bu soruya cevap arayan büyük faz 3 çalışmasının ilk ara sonuçları…
KEYNOTE-585 çalışması , cerrahiyle tedavi edilebilir gastrik (mide) veya gastro-özofageal (mide-yemek borusu) adenokarsinomalı hastalarda standart kemoterapiye pembrolizumab (Keytruda) bir immün kontrol noktası inhibitörü, eklemenin etkilerini inceledi. 24 ülkede 143 merkezde yürütülen bu çalışma, iki gruba ayrılan 1,007 hastayı kaydetti.
Ana kohortta (804 hasta), katılımcılara ya pembrolizumab ya da cisplatin bazlı kemoterapiyle birlikte bir plasebo verildi (ameliyat öncesi ve sonrası). Bunlardan 402’si pembrolizumab, 402’si plasebo aldı. Yine diğer başka gruba ya standard 3’lü kemoterapi tedavisi FLOT (203 hasta) ya da FLOT bazlı kemoterapiyle birlikte pembrolizumab veya plasebo verildi, her iki grupta sırasıyla 100 ve 103 hasta bulunuyordu.
Sonuçlar, ana kohortta pembrolizumab’ın hastaların %12.9’unda (402’nin 52’si) patolojik tam yanıt sağladığını (tamamen kanserli hücrelerin ölmesi) plasebo grubunda (yani sadece kemoterapi) ise bu oranın %2.0 (402’nin 8’i) olduğunu gösterdi. Ortalama kanserden bağımsız sağkalım pembrolizumab ile 44.4 ay iken, plasebo için bu süre 25.3 aydı. Ancak, bu fark istatistiksel olarak henüz anlamlı bir eşik değerine ulaşmadı. Ortalama genel sağkalım pembrolizumab eklenen grupta 60.7 ay, plasebo grubunda ise 58.0 aydı.
Özetle, pembrolizumabın eklenmesi ameliyat örneklerindeki tam tümör yanıt oranını artırsa da, kanserli hastalarda kanserden bağımsız sağkalımı rakamsal olarak daha iyi olsa da önemli ölçüde iyileştirmedi. Ancak daha uzun süreli takip bu farkı anlamlı kılabilir. Yani bu ara sonuçlar ile eklemek kesin faydalıdır demek yeterli değildir.